Aynı İş Yerinde Çalışanlara Ne Denir? Hayatın İçinden Esprili Bir Bakış
İzmir’de sabahları işe gitmek, biraz da kimliğimizi yeniden keşfetmek gibi bir şey. Gömleğin içine sıkışmış bir hayat, masada seni bekleyen e-posta da cabası. Ama en iyi kısmı, aynı iş yerinde çalışan o “aynı kaderi paylaşan” insanlarla geçirdiğin vakit. Şimdi durun, bu kadar dramaya gerek yok. Çünkü gerçekten de, iş yerinde herkes birbirini sever… ya da daha doğru bir ifadeyle, herkes birbirine katlanır.
İster inanın ister inanmayın, aynı iş yerinde çalışan insanlara verilecek en iyi isim aslında hiç de karmaşık değil. Onlara, “iş arkadaşı” demek en basit, en doğru ve en güler yüzlü tanımlamadır. Ama… hadi bir adım daha atalım, bu tanımlamanın biraz daha yaratıcı hâlini bulmaya çalışalım.
İş Arkadaşım, Can Yoldaşım, Sıkıcı Günümün Kahramanı
İlk bakışta, “Aynı iş yerinde çalışanlara ne denir?” sorusunun cevabı aslında gayet basit: iş arkadaşı. Ama bunu biraz daha derinlemesine ele alırsak, işler karışıyor. Çünkü “iş arkadaşı” dediğimizde, bazen o kişi senin her anında yanında olan birine dönüşebiliyor, bazen de “göz göze bakıp sabah kahvesi içtiğimiz biri” oluyor. Şu an hatırladım da, geçen gün öğle tatilinde yanımdaki masada oturan Gökhan’a bakıp “Gökhan, dün akşamki diziyi izledin mi?” diye sordum. Hemen cevap verdi: “Diziyi bitirdim, yarım saat önce.” Durum biraz böyle, değil mi? Bu, iş arkadaşlığının geldiği noktadır.
Gökhan, benim “sabah kahvesi”ni içtiğim insan. Ama aynı zamanda, ofiste sabah kahvesini içerken birbirimize “Hayat nasıl gidiyor, çözülemeyen bir sorunumuz var mı?” diye sorarız. Bu bir bakıma, ofiste her gün hepimizin karşılaştığı küçük komik anlardan biridir. Çünkü bir iş yerinde çalışanlar sadece “meslektaş” değil, aynı zamanda birbirlerinin “hayat arkadaşları” olabilirler.
Güzel Ama Bir O Kadar Da Garip: “Beni Anla” Anı
Bir iş yerinde aynı anda çalışan kişiler, bazen insanın aklını başından alabilir. Bazen öyle anlar olur ki, iş arkadaşlarından birinin konuştuğunu duymazsınız ama çok komik bir şekilde ne dediğini anlamışsınızdır. Düşünsenize, öğle tatilinde yemek yerken hepimiz akşam yemeği menüsüne odaklanmışken, bir anda Gökhan başlar:
Gökhan: “Bana bir şey söyle.”
Ben: “Evet, ne söylemek istersin?”
Gökhan: “Beni anlamadın, hep böyle yapıyorsun!”
Benim iç sesim: “Gökhan! Hayır! Ben seni anlamıştım ama bunu da anlamıyorum.”
Bir ofiste bu tür anlar o kadar çok olur ki, hiç dikkat etmeden yaparız. İş arkadaşları, sana hep “Beni anla” diyen kişiler olabilir. Hem de, aslında en iyi senin de onları ne kadar iyi anladığının farkında bile değilsindir. Ama senin içindeki “eşsiz anlama gücü”ne bayılırlar.
İş Arkadaşım: Birbirimizin İronisi
Tabii, iş yerindeki insanlar sadece bazen kahkaha atabileceğin karakterler değil. En zor anlarında da seni anlamak isteyen insanlar. Geçenlerde büyük bir projede sorun yaşadık. “Bu işin sonu ne olacak?” dediğimde, hemen yanımda oturan Ahmet de aynı kaygıları taşıyor. Ama o kadar serinkanlı ki, “Yapacak bir şey yok. İyi bir ekip olduk biz, en kötü ihtimalle hepimiz başarısız oluruz!” dedi. Ahmet’in bu rahat tavrı, sadece ofis atmosferini değil, aynı zamanda iş arkadaşlığını da değiştiren bir etmen. Aynı iş yerinde çalışan insanlarla bu kadar içten olabilmek gerçekten farklı bir şey. Ofisteki güler yüzlü insan, kötü bir gün geçirdiğinde sana “Merhaba, nasılsın?” diye sorarken, sen de içindeki “bu işin sonu nereye gidecek?” kaygısını onlarla paylaşabiliyorsun.
Aynı iş yerinde çalışan insanlara verilecek sıfatlar sadece iş arkadaşıyla sınırlı değil. Bazen o insanlar “kendi halindeki entelektüel” olur, bazen de “gizli kahraman” olup seni en zor gününde sırtlayıp giderler. Hepsi, aslında bir şekilde “biz”in bir parçası haline gelir.
Sonuçta Ne Denir? “Biz” Mi, “Takım Arkadaşı” Mı?
Sonuçta, aynı iş yerinde çalışanlara ne denir? Sorunun cevabı yine değişiyor. Birine sadece “iş arkadaşı” demek yeterli gelmiyor. Bazen bu insanlar, tıpkı hayatımızdaki diğer dostlar gibi, bize her anlamda destek olabilirler. Ofisteki sıkıcı günler, arada bir kahve molasında yapılan şaka ya da birlikte karşılaşılan iş zorlukları, her anı bir şekilde tatlı bir hatıra bırakır.
Yani iş arkadaşlarım? Onlar benim “yoldaşlarım”, “kader arkadaşlarım” ve bazen “hayat kurtaranlarım”. Ama en çok da, “gizli kahramanlarım”. Çünkü her iş yerinde, hayatı biraz daha çekilebilir kılacak birkaç insan vardır. Kim bilir, belki Gökhan bir gün sabah kahvesini içerken, bana “Beni anlamadın!” dediğinde yine gülerek ona cevabımı vereceğim. Ne de olsa, aynı iş yerinde çalışan insanlarla her şey mümkündür!